27 Temmuz 2010 Salı

ANAYURT



Anayurt (Roman)
Dimitri Kakmioğlu
Çeviren: Niran Elçi
E Yayınları,
İstanbul, Şubat 2009
ISBN: 978-975-390-243-4,
221 Sayfa,



Bozcaada'da aldım. Bozcaada'da okudum.
İçinde 10 yaşında bu adayı "Tenedos" olarak bırakıp, 30 yıl sonra "Bozcaada" diye bulan bir adalının "trajik" hikayesi anlatılıyor.
"Kendi yurdunda sürgün" olmak, genellikle "solcu"ların kendilerine biçtikleri bir "konum". Onlar zaman zaman kovulsalar da gün geçti, devran döndü ve geri dönebildiler.
Oysa bu sürgünlüğü geri dönüşü olmayacak bir şekilde gerçekten yaşayan birileri hep var oldu bu coğrafyada. Dilleri, dinleri, renkleri, kültürleri, adet, gelenek, görenek ve tarihleri farklı ama "buralı" olan insanlar, en azından 50-60, en çok 100 yıldır sürgünler, kendi yurtlarından yuvalarından.
Onların yurtlarındayken bu "trajedi"nin kitapta anlatılması mümkün olan yalnızca bir bölümünden haberdar olmak bile insanı kahrediyor. Hiç bir payımız olmasa da en azından ses çıkarmadığımız "ortak" olduğumuz bir suçun failleri olarak "af" dilemek yetmiyor. Daha çoğunu yapmak gerekiyor.
Ama bunun için önce farkında olmak; bastığın her yere, dokunduğun her şeye bir de bu gözle bakmayı gerekiyor.

Tanıklıklar çok önemli.
Yazılı tanıklıklar, görüntülü tanıklıklar çok önemli. Zamanın bozamayacağı, yok edemeyeceği, değiştiremeyeceği şekilde kaydetmek çok önemli.
Dimitri Kakmioğlu bunu yapmış, hem de çok iyi yapmış, "Anayurt"unda.
Öncelikle "Ana"sı için, hepimizin anaları için...
Seni tanıdım. Artık unutmam olası değil Dimitri...
Sen koyduğun bu izle bu adada hep varolacaksın.

27.07.2010 / (890/17)

Kitabın Bağlantısı:
http://www.eyayinlari.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder